Büyük şehrin gökdelenleri arasında kaybolmuş bir apartmanda, 12 yaşındaki Charlotte penceresine yaslanmış, dışarıdaki griliği izliyordu. Çizgi romanlarını okumayı ve hayal dünyasına dalmayı seven bu tuhaf kız, yaşıtlarından oldukça farklıydı. Bir gün, penceresine garip bir nesne düştü. Bir yumurtayı andıran bu gizemli cisimden minik bir örümcek çıktı. Charlotte, şaşkınlık içinde onu izlerken, örümcek sessizce durmaya devam etti. Bu beklenmedik misafir, Charlotte’un dikkatini hemen çekmişti.
Charlotte, çizgi roman kahramanı olmayı hayal eden içe dönük bir çocuktu. Üvey babası Ethan ile çizgi roman karakterleri üzerinden iletişim kurmaya çalışsa da, kendini her zaman yalnız hissederdi. Annesi ve Ethan’ın yeni doğan bebeklerine ilgileri arttıkça Charlotte’un yalnızlığı da büyüyordu. Bu yalnızlık içinde Sting adını verdiği örümceğe bağlanmaya başlayan Charlotte, onunla özel bir bağ kurmuş gibiydi. Sting’e hayranlığı her geçen gün artarken, örümceğin boyutu da inanılmaz bir hızla artıyordu.
Ancak Charlotte, Sting’in sıradışı iştahını ve kan ihtiyacını fark etmeye başladı. Komşularının evcil hayvanları birer birer kaybolmaya başlarken, Charlotte’un şüpheleri Sting’e yöneldi. Bu sırada örümceğin büyümesi de durmadan devam ediyordu. Yakınlardaki insanlar, insan etiyle beslenen dev bir örümcek tarafından avlanmaya başladığında, Charlotte ve ailesi korkunç gerçeği anladı. Bu dehşet verici canavarı durdurabilecek tek kişi Charlotte’du!