Harri Bhavsar, Londra’nın karmaşasından uzakta, sakin bir hayat yaşayan genç bir grafik tasarımcıydı. Sevgilisi Chloe ile olan ilişkisi her geçen gün derinleşiyordu, ancak Harri, baskıcı ailesinden çekindiği için onları tanıştırmaya tereddüt ediyordu. Bir gün, ebeveynlerinin yurtdışına seyahatine denk gelen bir fırsat, Harri’yi ailenin Yorkshire’deki evine, yalnız kalan köpeklerine bakmak için götürdü. Tam o sırada, Londra’nın kalbinde patlayan bomba, şehri sarsarken Harri’nin hayatını da sonsuza dek değiştirecekti.
Patlamadan sağ çıkan Harri, şok edici bir gerçeğin farkına vardı: Görgü tanıklarının ifadelerine göre, bomba failinin ona ikizi kadar benziyordu. Sosyal medya öfke ve nefretle alevlenirken Harri, faili olarak hedef gösterildi ve ölüm tehditleri yağmuruna tutuldu. Ailesinin evinde yalnız ve çaresiz bir şekilde saklanırken, gizemli saldırganların hedefi haline gelmesi, onu ölümüne bir mücadeleye sürükledi. Harri, sadece hayatını kurtarmakla kalmayıp, aynı zamanda masumiyetini de kanıtlamak zorundaydı.